SAHADER’in araştırması, 120 Sağlık-Sen yöneticisinin aynı zamanda kamu sağlık kurumlarında yönetici olduğunu ortaya koydu. CİMER, bu atamaların yasal olduğunu savundu. SAHADER Başkanı, bu durumun liyakat ve adalet ilkelerine aykırı olduğunu ve Sağlık-Sen’in bakanlıkta ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu belirtti.
SAHADER Araştırması: Sağlık-Sen Yöneticilerine Tanınan Ayrıcalıklar Tartışma Yaratıyor
Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) tarafından yapılan araştırma, Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Sağlık-Sen’in kamudaki ayrıcalıklı konumunu gündeme taşıdı. Araştırma, 120 Sağlık-Sen yöneticisinin çeşitli şehirlerde kamuda sağlık kurumlarında yöneticilik pozisyonlarında görev aldığını ortaya koydu. Bu durum, sendika yöneticilerinin aynı zamanda kamu kurumlarında yönetici olarak atanmasının etik olup olmadığı konusunu gündeme getirdi. SAHADER, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) başvurarak, yönetici atamalarında aynı sendikadan birçok ismin atanmasıyla ilgili kriterlerin açıklanmasını talep etti.
‘Liyakat Aranmıyor’ Eleştirisi
CİMER’den gelen yanıtta, atamaların 663 sayılı KHK’nin 42. maddesi çerçevesinde gerçekleştirildiği belirtildi. Bu maddenin, sözleşmeli statüdeki sağlık çalışanlarının atanma usullerini düzenlediği ifade edildi. Ancak Abdullah Aktürk, Sağlık-Sen yöneticilerinin il sağlık müdürlüklerinin tavsiyesi üzerine atandığını belirtti ve bu atamaların liyakat, adalet gibi kriterler aranmaksızın yapıldığını ifade etti.
‘Bakanlık Bilinçli Destek Veriyor’
SAHADER Başkanı Abdullah Aktürk, mevcut sistemin adalet ve liyakat gibi temel ilkelerden uzak olduğunu vurgulayarak, “Bu açıklama, Sağlık-Sen’in bakanlık tarafından bilinçli olarak desteklendiğini göstermektedir. Bakanlığın bu yapıyı koruduğuna ve sözleşmeli yönetim modelinin rant amacıyla sürdürüldüğüne inanıyoruz” dedi. Aktürk, Bakanlığı şeffaf bir atama sistemine ve tecrübe ile liyakata dayalı bir yönetim modeline geçmeye çağırdı.