Cumhuriyetimizin ilanının üzerinden tam 102 yıl geçti…
Yine aynı heyecanla, aynı gururla, aynı inançla söylüyoruz: Yaşasın Cumhuriyet!
Halkın İradesiyle Doğan Bir Millet
29 Ekim 1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, esaretin karanlığını yırtarak bir millete yeniden doğuşun yolunu açtı.
O gün, sadece bir yönetim biçimi değil; özgürlüğün, eşitliğin ve çağdaşlığın simgesi ilan edildi.
Atatürk’ün şu sözü, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatıyor:
“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare, Cumhuriyet idaresidir.”
Milletin Kalbinde Yanan Işık
Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim şekli değil; bağımsız yaşama iradesinin adıdır.
Bu irade, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden tüm yurttaşların ortak çabasıyla büyüdü, güçlendi.
Atatürk, bu gerçeği yıllar önce şöyle dile getirmişti:
“Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz.”
Bugün, o emaneti yürekten sahipleniyoruz.
Eşitliğin ve Umudun Sesi
Cumhuriyet, her bireyin söz hakkına sahip olduğu, kimsenin fikrinin yok sayılmadığı bir düzendir.
Bu düzenin koruyucusu; bilimle, emekle, cesaretle çalışan halktır.
Hemşiresinden öğretmenine, yazılımcısından çiftçisine kadar her bir yurttaş, bu ülkenin geleceğini inşa eden bir tuğladır.
Sağlık, Bilim ve Teknolojiyle Yükselen Türkiye
Sağlık alanında fedakârca görev yapan çalışanlarımız, bugüne kadar Cumhuriyet’in en sağlam direklerinden biri olmuştur.
Bugün teknolojide, bilimde ve eğitimde atılan her adım; Atatürk’ün “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” hedefinin bir yansımasıdır.
Cumhuriyet, sadece bir tarih değil, geleceğe açılan kapıdır.
Sonsuza Dek Cumhuriyet!
Bu anlamlı günde; kırmızı beyaz bayrağımızın altında, bir kez daha gururla haykırıyoruz:
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun!
Bu bayram, sadece takvimdeki bir gün değil, her yürekte yeniden doğan bir inançtır.