Danıştay 12. Dairesi, bir belediye çalışanının sosyal medya paylaşımının gerekçe gösterilerek işten çıkarılmasının hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Kararda, ifade özgürlüğü vurgulanırken, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımın siyasi faaliyet olarak sayılmasının somut temellere dayanmadığı belirtildi.
Sözleşme Dönemi Dışındaki Paylaşımlar Geçerli Neden Sayılmıyor
Davacının, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesi kapsamında sözleşmeli olarak çalıştığı ve sosyal medya paylaşımlarının siyasi nitelikte olduğu iddiasıyla iş akdinin feshedildiği belirtildi. Danıştay, bu paylaşımların hizmet sözleşmesinin geçerli olduğu 01.01.2022 – 31.12.2022 tarihleri arasında yapıldığının somut şekilde ispatlanamadığına dikkat çekti. Mahkeme, sözleşme dönemi öncesinde ya da zaman bilgisi net olmayan içeriklerin fesih için geçerli bir neden oluşturamayacağını vurguladı.
İfade Özgürlüğü: Fotoğraf Paylaşımı Siyasi Faaliyet Değil
Davacının işten çıkarılmasına gerekçe olarak gösterilen durumlardan biri, bir siyasi parti lideriyle çektirdiği fotoğrafı kişisel Facebook hesabında paylaşmasıydı. Danıştay, bu paylaşımın herhangi bir propaganda ya da siyasi yönlendirme içermediğini ve kişisel ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Facebook, gazete ya da televizyon gibi genel yayın organı değildir. Kişinin seçtiği arkadaş çevresiyle paylaştığı özel bir alandır. Bu nedenle söz konusu paylaşım ifade özgürlüğü kapsamındadır.”
Görev Niteliği Fesih İçin Yeterli Değil
Mahkeme, teknisyen pozisyonunda görev yapan davacının hizmetin niteliği gereği daha yüksek bir tarafsızlık ya da sorumluluk yükümlülüğü taşımadığını belirtti. Bu nedenle, paylaşımın kamu hizmetinin işleyişine doğrudan zarar verdiği ya da kamu görevinin tarafsızlığına gölge düşürdüğü yönünde bir iddianın geçerli olamayacağı ifade edildi.
Karar: Sözleşme Feshi Hukuka Aykırı
Danıştay 12. Dairesi, somut ve kesin deliller sunulmadan yapılan bir paylaşımın siyasi faaliyet olarak yorumlanamayacağını ve bu gerekçeyle iş akdinin feshedilemeyeceğine hükmetti. Böylece, ilk derece mahkemesinin verdiği iptal kararı Danıştay tarafından onanmış oldu.