Yükleniyor...
  1. Haberler
  2. Manşet
  3. Hemşire ve Ebe Yardımcılığı Unvanları Kaldırılıyor: Yeni Sağlık Yasası Yolda

Hemşire ve Ebe Yardımcılığı Unvanları Kaldırılıyor: Yeni Sağlık Yasası Yolda

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye sağlık sistemine yön verecek kapsamlı bir kanun teklifi TBMM’ye sunuldu. Yeni düzenlemeyle, sağlık personelinin görev tanımlarında önemli değişiklikler yapılacak. Özellikle hemşire ve ebe yardımcılığı unvanları kaldırılarak yerine “sağlık bakım teknisyeni” pozisyonunun getirilmesi planlanıyor. Ayrıca, mamografi teknikerliği unvanı yerine nükleer tıp teknikerliği ihdas edilecek.

Teklifte, tabip ve diş tabiplerinin yalnızca en fazla iki sağlık kuruluşunda çalışabilmesi, sözleşmeli aile hekimlerinin uzmanlaşma yollarının genişletilmesi ve e-Devlet üzerinden organ bağışı yapılabilmesi gibi önemli düzenlemeler de yer alıyor. Yeni düzenlemeyle sağlık hizmetlerinin verimliliğinin artması, hasta güvenliğinin güçlenmesi ve personelin görev tanımlarının netleştirilmesi hedefleniyor.

Hemşire ve Ebe Yardımcılığı Unvanları Tarihe Karışıyor
Kanun teklifinin en çok konuşulan kısmı, hiç şüphesiz, uzun yıllardır sağlık sektöründe var olan hemşire yardımcılığı ve ebe yardımcılığı unvanlarının tamamen kaldırılması oldu. Bu değişiklikle birlikte, sağlık meslek liselerinde bu alanlarda artık öğrenci kaydı yapılmayacak. Mezun olan kişilerse artık “sağlık bakım teknisyeni” unvanıyla görev yapacak.
Teklifin gerekçesinde, hemşire ve ebe yardımcılarının yalnızca yardımcı pozisyonunda sınırlı görev tanımlarına sahip olması, sahada yetki karmaşası yaratması ve sağlık hizmetlerinin standardizasyonunda sorunlara neden olması vurgulanıyor. Yeni düzenleme, bu personelin görev alanlarının sadeleştirildiği, tek bir unvan çatısı altında toplandığı bir sistem kurulmasını öngörüyor.
Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, bu hamleyle sağlık çalışanlarının sahadaki rolü daha net biçimde tanımlanacak, hasta güvenliği güçlenecek ve çalışanlar için açık bir kariyer yolu çizilecek. Mevcut personelin eğitimine yönelik uyum programlarının geliştirilmesiyle birlikte, bu kadroda görev yapanların mesleki gelişimine daha fazla yatırım yapılması planlanıyor.

Mamografi Teknikerliği Unvanı Kaldırılıyor, Nükleer Tıp Teknikerliği Geliyor
Hemşire ve ebe yardımcılığının kaldırılmasına paralel olarak sağlık mesleklerinde bir başka önemli değişiklik de mamografi teknikerliğiyle ilgili. Kanun teklifiyle, mamografi teknikerliği unvanının yürürlükten kaldırılması planlanıyor. Gerekçe olarak, 2011 yılından bu yana bu alanda açılmış bir program bulunmaması ve bu teknikerlerin görevlerinin hâlihazırda diğer radyoloji teknikerlerince yapılabiliyor olması gösteriliyor.
Mamografi teknikerliği yerine, giderek artan uzman personel ihtiyacı nedeniyle nükleer tıp teknikerliği unvanı ihdas edilmesi öngörülüyor. Son yıllarda nükleer tıp cihazlarının yaygınlaşması ve bu alanda yürütülen tanı ve tedavi işlemlerinin artışı, yetişmiş tekniker açığı doğuruyor. Yeni yasa, nükleer tıp teknikerlerinin görev tanımını da ayrıntılı şekilde yaparak bu pozisyondaki personelin hangi işlemleri uygulayabileceğini netleştiriyor.
Bu adımın, sağlık kurumlarındaki radyasyon güvenliği önlemlerinden tanısal görüntülemenin doğruluğuna kadar birçok alanda önemli iyileşme sağlayacağı belirtiliyor.

Tabip ve Diş Tabiplerine Yeni Sınırlar Geliyor
Kanun teklifinin önemli ayaklarından biri de sağlık kuruluşlarında görev yapan uzman hekimlerin çalışma biçimine ilişkin. Yeni düzenleme, tabip, diş tabibi ve uzman hekimlerin en fazla iki sağlık kuruluşunda çalışabileceğini öngörüyor. Daha önce bu sayı sınırsızken, teklifin yasalaşmasıyla birlikte hizmetin daha dengeli dağıtılması ve verimlilik artışı hedefleniyor.
Ayrıca bu düzenlemenin bir diğer önemli sonucu, yalnızca sigortalı personel statüsünde çalışmaya izin verilmesiyle sağlık hizmeti sunan kurumların hizmet kalitesini güvenceye almaları olacak. Teklif, sağlık hizmetlerinin aksamaması için geçiş dönemine dair bazı esneklikler sunuyor. Ancak uzun vadede, sağlık hizmetinin standardının yükseltilmesine katkı sağlaması bekleniyor.

Sözleşmeli Aile Hekimlerine Yeni Uzmanlaşma Fırsatı
Kanun teklifinin en önemli maddelerinden biri de aile hekimlerinin uzmanlaşmasını teşvik eden düzenleme. Buna göre sahada en az beş yıl sözleşmeli aile hekimliği yapanlar için uzmanlık eğitim süresi kısaltılarak dört yıl olarak belirlenecek.
Bu sayede 2035 yılına kadar sözleşmeli aile hekimlerinin uzmanlaşması artırılacak, birinci basamak sağlık hizmetlerinde uzman aile hekimlerinin sayısında kayda değer bir yükseliş hedefleniyor. Teklifin öngörüsüne göre, uzmanlaşmış aile hekimlerinin artması, hem vatandaşların hastanelere sevk oranlarını azaltacak hem de sağlık hizmetlerinin daha nitelikli şekilde sunulmasını mümkün kılacak.
Böylece uzun vadede aile hekimliği uygulamaları güçlenecek, kronik hastalık yönetimi ve koruyucu sağlık hizmetlerine daha geniş yer ayrılabilecek.

E-Devlet Üzerinden Kolaylaştırılmış Organ Bağışı
Sağlık çalışanlarının görev tanımlarındaki değişikliklere ek olarak, teklif, vatandaşları ilgilendiren önemli bir yeniliği de içeriyor. Yeni düzenleme sayesinde, organ ve doku bağışı yapmak isteyen kişiler için başvuru ve beyan süreçleri basitleştirilecek.
Bugüne kadar organ bağışı için resmi evrak ya da tanık huzurunda sözlü beyan aranırken, teklifin yasalaşmasıyla birlikte bu işlem e-Devlet Kapısı ya da Sağlık Bakanlığı bilişim sistemleri üzerinden yapılabilecek. Bu sayede organ bağışı sayısının artırılması ve uzun bekleme listelerinin azaltılması için önemli bir adım atılmış olacak.
Bağışçının sağlığında yaptığı beyanların veri güvenliği kapsamında korunacağı ve yalnızca ilgili sağlık birimlerince erişilebileceği vurgulanıyor. Ayrıca beyan esnasında kişinin seçtiği yakınlarına bildirim yapılabileceği belirtilerek, gizlilik ilkeleriyle uyumlu bir düzen kurulacağı söyleniyor.

İlaç Takibine Yeni Sıkı Denetim
Teklifin detaylı şekilde ele aldığı önemli bir başlık da ilaç ve tıbbi ürünlerin tedarik zincirindeki sıkı takip ve kontrol uygulamaları. Yeni düzenleme kapsamında, eczaneler ve ilaç depolarının tüm hareketleri elektronik sisteme bildirme zorunluluğu bulunuyor. Bu bildirim yapılmadığı takdirde ağır idari para cezalarının gündeme geleceği belirtiliyor.
Bununla birlikte, sağlık sistemine giren sahte veya kaçak ilaçların önlenmesine yönelik tedbirler güçlendiriliyor. İlaçların üretiminden nihai tüketiciye kadar geçen tüm aşamaların elektronik ortamda kayıt altına alınmasıyla sahtecilik vakalarının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Sağlık Bakanlığı’nın bu alanda etkin bir kontrol mekanizması geliştirdiği ve düzenlemenin halk sağlığının korunmasında önemli bir rol oynayacağı belirtiliyor.

İlaç takibine yönelik bu yeni sıkı uygulamalarla, yalnızca sahte ve kaçak ilaçların piyasaya girişinin önlenmesi değil, aynı zamanda toplatılma kararı verilen ilaçların çok hızlı şekilde geri çekilmesinin de sağlanabileceği vurgulanıyor. Bakanlık, bu sistemle ilacın hangi eczanede ya da depoda bulunduğunun gerçek zamanlı şekilde izlenebilmesini planlıyor. Böylece, hem hastaların güvenliği sağlanacak hem de sektörün kayıtlı ve güvenilir şekilde işlemesi temin edilmiş olacak.

Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması için teklifin önemli maddelerinden biri de park alanlarının kullanımıyla ilgili. Teklife göre, toplam yüz ölçümü 2.500 metrekareden büyük parklarda, şehir planlarını değiştirmeye gerek kalmadan acil sağlık hizmeti istasyonları, sağlıklı hayat merkezleri ve aile sağlığı merkezlerinin kurulabilmesine imkân tanınacak. Amaç, özellikle yoğun şehir merkezlerinde arsa sıkıntısını aşarak sağlık hizmetlerinin daha erişilebilir ve hızlı şekilde sunulmasını sağlamak. Yeni düzenlemenin şehir planlamasına uyumlu şekilde uygulanacağı ve kamu hizmeti için ayrılan bu alanların başka bir amaçla kullanılamayacağı da açık şekilde belirtilmiş durumda.

Diğer yandan, özel sağlık kuruluşlarının reklam ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin önemli kısıtlamalar da getiriliyor. Teklife göre, sağlık kuruluşlarının reklamlarında yalnızca adres, iletişim bilgileri, uzmanlık alanları, sağlık personelinin akademik unvanları ve sağlığı koruyucu bilgilerin paylaşılmasına izin verilecek. Bunun ötesine geçen; hastayı yanlış yönlendiren, sağlık hizmetinden uzaklaştıran veya haksız rekabet ortamı yaratan uygulamalara, yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası uygulanabileceği ifade ediliyor. Üstelik bu cezanın her ay yenilenebileceği, tekrarlanması durumunda artabileceği ve caydırıcılığın üst seviyede tutulacağı da metne eklenmiş.

Tıbbi cihazların sahte veya izinsiz şekilde reklam edilmesi, satılması ya da teknik servis hizmeti verilmesine yönelik çok sıkı bir düzenleme önerisi de kanun teklifine eklenmiş durumda. Yeni teklife göre, sahte cihaz piyasaya süren ya da yetki dışı şekilde reklam, satış veya servis yapanlar hakkında ağır idari para cezaları uygulanacak. Bakanlığın bu konudaki yetki ve denetim kapasitesi artırılacak, vatandaşların güvenli ve sertifikalı cihazlara ulaşabilmesi için bu alanda yapılan işlemlerin elektronik ortamda kayıt altına alınması zorunlu hale getirilecek.

Sağlık personeline dönük yapılan bu düzenlemeler yalnızca görev tanımlarını netleştirmek ya da yetki sınırlarını belirlemekle kalmıyor; aynı zamanda personelin daha güvenli, etkin ve verimli bir şekilde çalışabileceği bir sağlık sistemi kurulmasını hedefliyor. Yeni teklifin yasalaşmasıyla birlikte, özellikle hemşire ve ebe yardımcılığı gibi ara kadroların kaldırılmasıyla sağlık bakım teknisyenliği pozisyonlarının güçlenmesi planlanıyor. Bu teknisyenlerin görev tanımlarının net olması, sahadaki yetki karmaşasının azalmasına katkı sunacak. Ayrıca mamografi teknikerliği yerine nükleer tıp teknikerliği unvanının getirilmesinin, büyüyen sağlık sektörüne daha spesifik alanlarda uzmanlaşmış profesyonellerin kazandırılmasına olanak sağlayacağı değerlendiriliyor.

Sonuç olarak bu yasa teklifi, sağlık alanında uzun zamandır beklenen revizyonların kapsamlı şekilde ele alındığı önemli bir adım. Sağlık hizmetlerinin verimli ve güvenilir şekilde sunulması için gerekli tüm yasal altyapının hazırlanmasını öngören bu düzenlemenin, sağlık camiasında nasıl karşılanacağı ve hayata geçirilme biçimi kamuoyu tarafından merakla izleniyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, Bayburt Milletvekili Ateş ve Afyonkarahisar Milletvekili Hasan Aslan tarafından sunulan bu teklif, meclisteki komisyonlarda görüşülerek Genel Kurul’a gelecek. Kabul edilmesi durumunda sağlık sistemindeki taşların yerine oturması, kamuoyunun uzun zamandır beklediği değişim ve dönüşümün gerçekleşmesi anlamına geliyor. Şimdi tüm gözler, teklifin yasalaşma sürecine çevrilmiş durumda. Kamuoyu, sağlık camiası ve ilgili tüm paydaşlar, kanunun nihai hâlini merakla bekliyor.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sağlık Haberi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Link başarıyla kopyalandı!