Hemsire.com yazarı Ömer Bozoğlu, hemşirelik mesleğinin akademik yönünü ele aldığı yazısında, sahadaki deneyimlerin bilimsel bilgiyle buluşmasının mesleğe nasıl yön verdiğini detaylı biçimde anlattı.
Akademik Kariyerin Mesleğe Katkısı
Bozoğlu’na göre hemşirelik, yalnızca bakım hizmeti sunmakla sınırlı değil; aynı zamanda araştırma, bilimsel üretim ve sürekli gelişim gerektiren bir disiplindir.
Akademik alanda ilerleyen hemşireler, kanıta dayalı uygulamalar geliştirerek sağlık hizmetinin niteliğini artırır ve mesleğin saygınlığını güçlendirir.
Akademisyenliğe Giden Yol: Eğitim Basamakları
Yazar, hemşirelerin akademik serüveninin çoğu zaman lisans eğitimi sırasında başladığını belirtiyor. Merak, sorgulama ve araştırma isteği bu sürecin temel taşları arasında yer alıyor.
Bozoğlu, akademik kariyerin adımlarını şöyle özetliyor:
-
Lisans: Mesleğin teorik ve klinik temellerinin kazanıldığı dönem.
-
Tezli Yüksek Lisans: Araştırma ve bilimsel yazım becerilerinin geliştiği aşama.
-
Doktora: Özgün bilgi üretimi, yayın yapma ve akademik bağımsızlığın kazanıldığı düzey.
Bu aşamalardan sonra hemşireler, araştırma görevlisi, doktor öğretim üyesi, doçent ve profesör olarak akademik hiyerarşide ilerliyor.
Akademik Yolculukta Karşılaşılan Zorluklar
Ömer Bozoğlu, birçok hemşirenin akademik hedeflerini sürdürürken aynı zamanda yoğun klinik çalışma temposunu yürütmek zorunda kaldığını belirtiyor.
Bu durumun hem fiziksel hem zihinsel açıdan yıpratıcı olabileceğini ifade eden yazar, karşılaşılan başlıca engelleri şöyle sıralıyor:
-
Nöbet sistemiyle ders ve araştırma dengesini kurmakta güçlük
-
“hemşire sadece bakım verir” algısının yarattığı görünmez engeller
-
Maddi ve zamansal kısıtlılıklar
-
Mentorluk ve rehber eksikliği
Bozoğlu’na göre, akademik yolda rehberlik eden bir mentorun varlığı, sürecin başarısı açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye’de Akademik Hemşireliğin Görünümü
Bozoğlu’nun paylaştığı verilere göre Türkiye’de 2.226 akademisyen hemşire görev yapıyor.
Bunların 223’ü profesör, 258’i doçent, 654’ü doktor öğretim üyesi, 350’si öğretim görevlisi ve 741’i araştırma görevlisi.
Ayrıca, 16.655 yüksek lisans ve 3.865 doktora mezunu hemşire bulunuyor; ancak bu kişilerin yalnızca yarısı aktif olarak akademide çalışıyor.
Her 21 hemşireden 1’i yüksek lisans, her 90 hemşireden 1’i doktora, her 160 hemşireden 1’i akademisyen konumunda.
Yazar, bu tabloyu “hemşirelikte akademik potansiyelin henüz tam olarak kullanılmadığının göstergesi” olarak değerlendiriyor.
Akademisyen Hemşirelerin Rolü
Bozoğlu, akademisyen hemşirelerin yalnızca eğitim veren değil, aynı zamanda sağlık sisteminin bilimsel temellerini güçlendiren profesyoneller olduğunu vurguluyor.
Bu kapsamda akademisyen hemşirelerin görevleri:
-
Lisans ve lisansüstü eğitim vermek
-
Kanıta dayalı klinik uygulamaları desteklemek
-
Bilimsel yayınlar üretmek
-
Sağlık politikalarına akademik katkı sağlamak
Akademi ve Klinik Arasındaki Köprü
Yazar, hemşirelikte teori ve pratiğin birleşmesinin mesleğin geleceği açısından hayati olduğunu ifade ediyor.
“Klinikteki hemşire sahadaki ihtiyacı bilir, akademisyen hemşire ise bu ihtiyacı bilimsel bilgiye dönüştürür.”
Bu iş birliği sayesinde hem bakım kalitesi artar, hem de mesleki motivasyon güçlenir.
Bilimde Söz Söyleme Zamanı
Ömer Bozoğlu yazısını şu ifadelerle noktalıyor:
“Akademi, hemşirelik için bir ayrıcalık değil; mesleğin geleceğini koruma sorumluluğudur. Sahada emek veren her hemşire, bilimde söz söyleme hakkına sahiptir.”