Gazze’nin acı dolu topraklarında bir kez daha insanlık sınandı. İsrail mahkemesi, Kemal Advan Hastanesi Müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiyye’nin tutukluluk süresini 6 ay daha uzatarak, adaletin değil, zulmün sesini yükseltti.
İsrail’in işgalci yönetimi, tıp etiğine ve insanlık değerlerine ömrünü adamış bir doktoru aylarca özgürlüğünden mahrum bırakarak bir kez daha insan haklarını hiçe saydığını gösterdi. 27 Aralık 2024’ten bu yana alıkonulan Ebu Safiyye, Gazze halkı için bir umut sembolüydü. İsrail askerlerinin tanklarına karşı beyaz önlüğüyle yürüyen o görüntüsü, hem cesaretin hem de çaresizliğin sembolü haline gelmişti.
Ailesi, yapılan yazılı açıklamada, “ateşkes anlaşmasında serbest bırakılması gereken isimler arasında Ebu Safiyye de vardı” diyerek, zalimliğin resmini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak İsrail, masum bir hekimin özgürlüğünü bile pazarlık konusu yapmaktan çekinmedi.
Gazze’nin direnişinin sembolü haline gelen bu mütevazı doktor, şimdi İsrail hapishanelerinde sessizce unutuluyor. Filistin halkı, tıpkı Ebu Safiyye gibi zalimliğin gölgesinde yavaş yavaş yok oluyor. Çocuklar, anneler, yaşlılar… Her biri, İsrail’in barbarlığına karşı dünyadan ses bekliyor.
İsrail, bir kez daha insanlığın yüz karası olduğunu kanıtladı. Ne uluslararası hukuk, ne insan hakları, ne de vicdan… Hiçbiri bu vahşetin karşısında söz sahibi olamadı. Dünyanın sessizliği, en az zulmün kendisi kadar yaralayıcı hale geldi.
Dr. Ebu Safiyye’nin hikâyesi, sadece bir tutuklama değil; bir milletin direnişinin susturulma çabasıdır. Gazze’nin enkazı altında kalan sadece binalar değil, insanlığın onurudur.