X platformu üzerinde Nurse Turkey (@nurseturkey) adlı hesabın yayınladığı çarpıcı bir gönderi, sağlık camiasında büyük yankı uyandırdı. Türkiye’nin farklı bölgelerinde görev yapan yoğun bakım hemşirelerinde, Tazocin (Tazoject 4.5 gr) isimli antibiyotiğin hazırlanması sırasında gelişen ciddi alerjik reaksiyonlar dikkat çekmeye başladı. Bu ilaçla temas eden sağlık personellerinde gelişen benzer semptomlar, olası sistemik bir sorunla karşı karşıya olunduğuna işaret ediyor.
Paylaşımda aktarılan en dramatik vaka, uzun süredir yoğun bakım ünitesinde görev yapan bir hemşirenin yaşadığı olaylar zinciriyle başlıyor. Görev süresi boyunca zaman zaman kendini kötü hissettiğini belirten hemşire, servis bölümüne geçme talebinde bulunmuş ancak servislerin geçici olarak kapatılması nedeniyle yeniden yoğun bakımda görevlendirilmişti. Önceden de atopik dermatit tanısı olan ve alerji ilaçları kullanan hemşire, özellikle Tazocin ilacını hazırlarken sık sık hapşırma ve cilt kaşıntısı gibi hafif alerjik tepkiler yaşamıştı. Bu uyarı niteliğindeki semptomlara rağmen, süreç daha ağır bir tabloya doğru ilerledi.
Mart 2025’te, Tazocin hazırladığı bir nöbet sırasında ellerinde ve kollarında yaygın döküntüler, gözlerinde ise konjonktival kızarıklıklar oluştu. Hızlı şekilde Avil ve Dekort uygulanarak semptomları kontrol altına alındı. Meslektaşları kendisini uyararak, bu ilacı hazırlamaması gerektiğini belirtmişti. Ancak bir ay sonra yaşanan ikinci temas, durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. İlacı yeniden hazırlarken şiddetli tansiyon düşüklüğü ve solunum sıkıntısı yaşadı. Acil servise taşınarak adrenalin uygulamasıyla hayata döndürüldü ve iki gece serviste gözetim altında tutuldu. Ardından idari karar gereği poliklinik hizmetlerine alındı.
Durum bununla da sınırlı kalmadı. 25 Nisan 2025’te, ailesinden bir hastayı ziyaret etmek amacıyla Adana Şehir Hastanesi Kardiyoloji Servisi’ne giden hemşire, yanında taşıdığı adrenalin otoenjektörüyle kendine müdahale etmek zorunda kaldı. Ani gelişen solunum sıkıntısına, alerji uzmanı tarafından “panik halinde gelişen sistemik bir reaksiyon” tanısı konuldu. Doktoru, vücudun bağışıklık hafızasının bu tür panik tepkiler verebileceğini belirterek detaylı bir alerji testi yapılmasını planladı.
Ancak 2 Haziran günü planlanan test, geri dönüşü olmayan bir süreci tetikledi. Deri üzerinden yapılacak uygulama öncesinde hemşire, “Bu ilacın tozunu soluyarak şok geçirdim. Deri altına uygulanırsa daha kötü bir reaksiyon olmaz mı?” diye sordu. Uyarısına rağmen testin uygulanmasına karar verildi. Önce Novasef denendi ve herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak ardından uygulanan Tazocin, hemşirede şiddetli anaflaktik şok oluşturdu. Gelişen larenks ödemi nedeniyle entübasyon oldukça zorlu geçti.
Entübasyonun ardından iki ay boyunca yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren hemşire, halen bilinci kapalı, sadece göz bebeklerinde refleks yanıt bulunan bir durumda, ev tipi ventilatöre bağlı şekilde palyatif bakım servisinde izleniyor. Konuşamıyor, çevresiyle anlamlı iletişim kuramıyor. Sağlık meslek örgütleri, bu olayın yalnızca bir mesleki risk değil, aynı zamanda kurumsal duyarsızlık örneği olduğunu vurguluyor.
Nurse Turkey’in açıklamasında, bu ağır olayın tekil olmadığı da özellikle vurgulandı. Farklı hemşirelerde benzer reaksiyonların peş peşe yaşandığı, özellikle aynı dönemlerde görev yapan başka bir hemşirenin yüzünde yaygın kızarıklık oluştuğu, bir diğerinin ise göz kapağında başlayan kızarıklıkla birlikte hızla gelişen taşikardi nedeniyle bir gün yoğun bakımda takip edildiği belirtildi. Her iki hemşire de daha sonra taburcu edildi. Ancak bu vakalar, belirli bir üretim serisine ait ilaçların güvenliğine dair şüpheleri gündeme getirdi.
İddialara göre, benzer şikayetlerin hepsi aynı seriden gelen Tazocin ampulleri ile ilgili. Bu durum hem sağlık çalışanlarında hem de hasta yakınlarında endişe yaratırken, olayın sadece yerel bir sorun olmayabileceği ve ulusal düzeyde sistematik bir ilaç güvenliği sorunu olabileceği üzerinde duruluyor. Nurse Turkey, “Acaba başka merkezlerde de benzer vakalar yaşandı mı?” sorusunu yönelterek, ülke genelinde görev yapan hemşireleri ve sağlık çalışanlarını tanıklıklarını paylaşmaya davet etti.
Kurum tarafından bu olayların ardından ilgili resmi mercilere bildirim yapıldığı ifade edilse de, henüz kamuoyuna açık, net bir açıklama yapılmış değil. İlgili ilaç firmasından ve Sağlık Bakanlığı’ndan da herhangi bir geri bildirim alınmadı. Bu durum, sağlık çalışanları arasında “görmezden gelinme” hissini pekiştiriyor.
Nurse Turkey tarafından yapılan çağrıda, “Bir meslektaşımız şu an yaşamla ölüm arasında. Tazocin’e bağlı gelişen bu reaksiyonlar sadece bireysel alerjilerle açıklanamaz. İlacın içeriği, üretim serileri ve saklama koşulları mercek altına alınmalı; şeffaf, bilimsel ve acil bir araştırma başlatılmalıdır,” ifadeleri yer aldı.
Sağlık emekçileri bir kez daha, mesleklerini icra ederken görünmez tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Bu olay sadece bir uyarı değil, aynı zamanda ilaç güvenliği ve çalışan sağlığı konusunda acilen atılması gereken adımların bir habercisi. Sorumlu kurumların sessiz kalmaya devam etmesi, ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. Artık yalnızca bir hemşire değil, tüm bir sağlık sistemi alarm veriyor.