Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil servisinde görev yapan 24 yaşındaki hemşire Özge Yaylagül Gökçe, nöbeti sırasında aniden fenalaşarak yaşamını yitirdi. Henüz meslek hayatının başında olan genç hemşirenin ölümü, sağlık camiasında büyük üzüntü ve öfke yarattı.
Gözyaşları İçinde Uğurlandı
Özge Yaylagül Gökçe için hastanenin morgu önünde tören düzenlendi. Törende Gökçe’nin annesi ve ablası ayakta durmakta zorlandı, gözyaşları sel oldu. Törene Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Hatipler, rektör yardımcıları, hastane yönetimi ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı. Okunan duaların ardından cenaze, defin işlemleri için İstanbul’a gönderildi.
İddialar Karanlığı Derinleştiriyor
Genç hemşirenin ani vefatının ardından bazı sağlık çalışanları ve meslektaşları tarafından çarpıcı iddialar dile getirildi. Gökçe’nin hasta olmasına rağmen nöbete zorlandığı, dinlenme hakkı tanınmadan çalıştırıldığı, ağır ve kesintisiz çalışma koşullarına maruz kaldığı iddia edildi. Henüz resmi makamlar bu iddialara dair bir açıklama yapmazken, Sağlık Bakanlığı, Edirne İl Sağlık Müdürlüğü ve hastane yönetiminin sessizliği büyük tepki çekiyor.
“Bu Ölüm Önlenebilir Miydi?”
Sağlık çalışanları, Özge’nin ölümüyle birlikte bir kez daha insanüstü koşullarda görev yapan hemşirelerin tükenmişliğini gündeme taşıdı. İddialar doğruysa, bu trajik kaybın önlenebilir bir sonuç olduğuna dikkat çekiliyor. “Bu kadar genç bir sağlık çalışanının nöbet esnasında yaşamını yitirmesi sadece bir ‘kaza’ mıdır, yoksa sistemsel bir ihmalin sonucu mudur?” sorusu kamuoyunda yankılanıyor.
Sessizlik Değil, Sorumluluk Bekleniyor
Özge Yaylagül Gökçe’nin ölümü, sadece bir sağlık çalışanının kaybı değil; aynı zamanda sağlık sistemindeki yapısal sorunların acı bir yansıması olarak görülüyor. Meslektaşları ve sendikalar, yetkililerden yalnızca taziye değil, hesap verebilirlik talep ediyor.