Hemşireler Geçim Mücadelesinde

Sağlık Çalışanları Geçim Mücadelesinde: %11,54 Zammın Yansımaları

Türkiye’de hemşireler ve diğer sağlık çalışanları, toplumun sağlığı için gece gündüz demeden emek veren meslek gruplarından biridir. Ancak son dönemde maaşlarımıza yapılan %11,54’lük zam oranı, birçok sağlık çalışanının geçim mücadelesinde zor günler yaşayacağının göstergesidir. Artan hayat pahalılığı, yükselen enflasyon ve temel ihtiyaçlar için harcanan giderler düşünüldüğünde, bu artışın gerçek bir iyileştirme sağlamadığı aşikârdır. Özellikle yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamını sürdürmek zorunda kalan biz çalışanlar, bu tablo karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktayız.

Nedir Bu Açlık ve Yoksulluk Sınırının Gerçekleri?

Türk-İş, 2024 Aralık ayında açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, Aralık ayında 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı, 21.083 liraya yükseldi.

Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 27.365 liraya çıktı.

Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 68.675 liraya yükseldi.

Ancak biz hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının maaşı, bu yoksulluk sınırının oldukça altında kalmaktadır. Günümüz koşullarında bir sağlık çalışanının barınma, ulaşım, gıda ve çocuklarının eğitimi gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması bile ciddi bir mücadele gerektiriyor. Hele ki çocuklu bir ailede bu giderlerin iki katına çıktığı düşünüldüğünde, maaşın büyük bir kısmı daha ayın ilk günü tükeniyor. Bu da hayat kalitesini ve hayattan zevk almamızı etkileyerek bizi daha mutsuz çalışanlar yapıyor.

Psikolojik Yük ve İş Performansı

Bu ekonomik koşullar yalnızca maddi zorlukları değil, aynı zamanda psikolojik yükleri de beraberinde getiriyor. Çalışanlar, işlerine odaklanmak yerine borçlarını nasıl ödeyeceklerini ya da ailelerinin temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklarını düşünmek zorunda kalıyor. Bu da iş motivasyonunu ve performansını olumsuz etkileyerek sağlık sektörünün genel işleyişine zarar veriyor.

Sağlık Çalışanlarının Değerini Anlamak

Pandemi döneminde alkışlarla desteklenen sağlık çalışanları, artık bu desteğin somut bir karşılığını görmek istiyor. Sağlık sektörü, toplumu ayakta tutan temel taşlardan biri olmasına rağmen, maalesef hak ettiği değeri göremiyor ve çalışanların refahı sağlanmazsa, bu sistemin sürdürülebilirliği de tehlikeye girme eşiğinde. Nitelikli bir sağlık hizmeti sunulabilmesi için çalışanların öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir yaşam standardına ulaşması gerekiyor.

Ne Yapılmalı?

Sağlık çalışanlarının maaşlarına yapılan zam oranlarının, yalnızca enflasyon verilerine değil, aynı zamanda yaşam koşullarına göre de düzenlenmesi gerekiyor. Bu bağlamda:

1. Adil Zam Politikaları: Sağlık çalışanlarının maaş artışları, açlık ve yoksulluk sınırı verilerine göre belirlenmeli.
2. Ekonomik Destek Paketleri: Özellikle temel ihtiyaçlarda indirim sağlayan özel destek paketleri oluşturulmalı.
3. Fazla Mesai Ücretleri: Fazla mesai ücretleri yeterli miktarlara yükseltilmeli ve maaşları ile beraber ödenmeli.

Sonuç olarak, %11,54’lük zam oranı biz sağlık çalışanlarının ekonomik sıkıntılarına çözüm olmaktan çok uzak. Sağlık çalışanlarının değerini bilmek ve bizlere hak ettiğimiz yaşam standartlarını sağlamak, toplumun bir borcudur. Çünkü güçlü bir sağlık sistemi, ancak mutlu ve huzurlu sağlık çalışanlarıyla mümkündür.

İmza: Uzman Hemşire Eylül