Uzm. Hemşire Mehtap Tekin avatarı
Uzm. Hemşire Mehtap Tekin
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Köşe Yazıları
  4. Sağlık Çalışanlarının Bazı İdari İşlem ve Eylemler Karşısında İzleyebileceği Yollar

Sağlık Çalışanlarının Bazı İdari İşlem ve Eylemler Karşısında İzleyebileceği Yollar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ÖRNEK OLAY – 3: Cemal Bey, eğitimini tamamladıktan sonra, atandığı C Kamu Hastanesinde eczacı olarak çalışmaya başlamıştı. Mesleğinin ilk senesinde, dört ayı çoktan geride bırakmış ancak kendisine dört ay, dört yıl gibi gelmişti. İlk deneyiminin, bu derece zorlu olabileceğini hiç düşünmemişti zira çalıştığı birimde yaşadığı bazı sıkıntılar, kendisinin bu şekilde düşünmesine sebep olmuştu. Şöyle ki, ilgili birimdeki toplam 15 meslektaşından biri olan Nadir Bey, sadece iş yaşamını değil, özel yaşamını da kendisi için adeta çekilmez bir hale getirmişti…

Yaşadığı sıkıntıların temel nedeninin tecrübesiz ve sakin, sessiz bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklandığını düşünmektedir. Bunun dışında, görevini gereği gibi yerine getirme çabası da başta Nadir Bey olmak üzere, diğer bazı arkadaşları tarafından da olumsuz olarak eleştirilmektedir. Olumsuz ve tepkili davranışların çıkış noktası Nadir Bey iken, duruma göre üç veya beş arkadaşı da söz konusu davranışlara ifade ya da vücut dili yoluyla katıldıklarını belirtebilmektedirler. Cemal Bey’in yaşadığı sıkıntılara neden olan bazı örnek olaylar aşağıda belirtilmiştir.

Öğle vakti çabucak gelmişti zira Eczane Birimi oldukça hareketliydi… Öğle yemeğine bir an evvel çıkmak isteyen üç arkadaş, her zaman ki gibi ellerinde kalan son işleri ekip arkadaşlarından biri olan Cemal Bey’e teslim etmek için yöneldiler. O’nun, elindeki işi tamamlamadan birimden ayrılmayacağından çok emindiler. Cemal Bey: ‘Elimde yetiştirmem gereken işler var, yemeğe ikişerli olarak çıksak olur mu? Hem yemeğimizi rahat bir şekilde yeriz hem de işler aksamaz, stres de yaşamayız.’ der. Nadir Bey: ‘Farkındaysan işler, senin oyalanman yüzünden yetişmiyor ayrıca pratik de değilsin. İlaç onayı işleri konusunda tekniker arkadaşlarımızı görevlendirebilirsin.’ diye yanıtlar. Bunun üzerine Cemal Bey: ‘Hata yapmamak için gerekli kontrolleri yaparak ilerliyorum, deneyim kazandıkça hız konusunda ilerleme kaydedeceğimi düşünüyorum. Ayrıca, ilaç onayı işleri eczacının görevidir, eczacı teknikeri arkadaşımıza bu işi bırakmam uygun değil.’ şeklinde yanıtlaması üzerine, arkadaşının olumsuz yüz ifadelerinden biriyle, yine karşı karşıya kalır (suçlama, beceriksiz görme, küçük düşürme, değersizleştirme, yalnızlaştırma)

Eczacı Nadir Bey’in, sorumlu Eczacı Elif Hanım’la arasında oldukça olumlu bir iletişim şekli bulunmaktadır. Nadir Bey’in mesleki deneyimi, diğer üstleriyle olan sıkı, samimi ilişkisi ve iletişimde baskın bir üslup kullanması, karşı tarafın çekimser ve kabullenici bir tavra bürünmesine neden olabiliyordu.     

Sorumlu eczacının bulunmadığı, hareketli bir mesai gününde Cemal Bey, eczacı ekip arkadaşlarının bulunduğu whatsapp grubundan sorumlusu Elif Hanım’a, uygulamaya yönelik bir soru iletir. Elif Hanım soruyu yanıtlamadan önce Nadir Bey: ‘Görevine başlayalı dört ay oldu, böyle bir soruyu hala soruyor olmana, doğrusu şaşırıyorum… Eczacı teknikeri arkadaşlarımıza sorsaydın, buraya yazmana gerek kalmazdı.’ mesajını iletir. Söz konusu mesaja, bazı ekip arkadaşları da başparmak yukarı işareti emojisini koyarak mesaja katıldıklarını belirtirler. Elif Hanım ise, yaşanan diyaloglara kayıtsız ve sessiz kalır (küçük düşürme, suçlama, beceriksiz görme, değersizleştirme)…

Zorunlu eğitimlerden birinin verildiği bir mesai gününde, Eczacı Nadir Bey, kıdemli Eczacı Teknikeri ekip arkadaşıyla görüşürken: ‘Bir saat içinde bize ihtiyaç olursa, üçümüzden birini arayabilirsiniz.’ diyerek, dördüncü kişi olarak Cemal Bey’i aranabilecek kişiler dışında tutmuştur (yok sayma, beceriksiz görme, değersizleştirme, yalnızlaştırma)…

Cemal Bey, kendisine karşı özellikle de Nadir Bey tarafından aktif olarak olumsuz bir takım eylemlerde bulunulduğunun ve bu durumun kendisini özgüvensiz, yetersiz, güçsüz, çaresiz, üzgün, mutsuz ve yalnız hissettirdiğinin bilincindedir. Olumsuz ruh hali, yalnızca iş yaşamını değil özel yaşamını da etkilemektedir. Nasıl bir çözüm yolu bulması gerektiği konusunda uzun bir süredir düşünmektedir…


AÇIKLAMALAR

Kişilik hakları, mutlak haklar sınıfındandır. Bunun anlamı; kişilik hakkı herkese karşı ileri sürülebilir ve hakkın ihlal edilmemesi herkesten talep edilebilir (Özel Hukuk). Kişilik hakkına, bundan önceki yazımızda ‘şahıs varlığı’ ibaresi olarak değinmiştik. Kamu Hukuku bakımından benzer hüküm, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.21’de açıkça belirtilmiştir. İlgili Kanun ve maddeye ulaşılabilecek adres, aşağıda yer almaktadır. O halde bir kişinin kişilik haklarıyla ilgili ihlal gerçekleştiğinde müracaat, şikayet ve dava hakları bulunmaktadır. Bu durumda bir memur, aynı birimde çalıştığı memur arkadaşına karşı da ilgili hakkını ileri sürerek hakkın iadesini kendisinden talep edebilecektir. Hakkı ihlal eden kişi, amir veya ilgili Bakanlık da olsa talepte bulunulabilir.

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun m.12 ve m.13’ünde ilgililerin, doğrudan dava açabilecekleri açıkça belirtilmiş, adına da tam yargı davası denilmiştir. İdari işlemlerde doğrudan dava açılabilecekken, idari eylemlerde idareye başvuruda bulunulması uygun olur (m.13). Gerçekten de dava yolu mümkün olduğunca son tercih olmalıdır, bazen bir iletişim kopukluğunun giderilmesi sorunun çözümüne vesile olabilecektir. İdari işlem sonucu uğranan mağduriyette de dava yolu öncesi idari başvuru yapılabilir yine, ilgili maddelerde (m.12, m.11) açıkça belirtilmiştir. Dava açma süresi, ilgiliye tebliğ edildiği, yayımlandığı veya işlemin fiilen öğrenildiği tarihten itibaren 60 gündür. İdari başvuru yapılırsa, söz konusu süre durur, neticelendikten (m.11) itibaren işlemeye devam eder. İdari işlem ve eylemin tanımları ve ilgili örnekler, yazımızın sonunda yer almaktadır.

Örneğin; idarenin disiplin kararı ilgiliye tebliğ edilmiş olsun. Söz konusu kişinin dava açma süresi 60 gündür. Tebliğin 8. gününde, kararın iptali ile ilgili idareye başvurulmuş olsun. Ret kararı, başvurudan bir hafta sonra sonuçlansın ve karar tebliğ edilsin. Disiplin yaptırımı kararı verilen kişinin, baştan 8 günü işlemiştir, başvuru ve sonuç tebliği arasındaki sürelerin, ilgili zamanı durdurması nedeniyle dava açması için 52 günü (tebliğin ertesi günü başlar) kalmıştır.

İdari bir eylemden dolayı idareye yazılı olarak başvuru yapılıp talepte bulunulduktan sonra 30 gün içinde yanıtlanması beklenir, hiç yanıt verilmezse talep reddedilmiş sayılır. 30 gün içinde ret yanıtı da gelebilir. Yukarıda belirtmedik fakat bu durum, idari işlem için de geçerlidir. En fazla, 30 günün sonundan itibaren dava açma süresi içinde, ilgili dava açılabilir. Peki, dava açma süresi nedir? Konuyla ilgili olarak 60 gündür. Zarar görenin eylemden haberdar olduğu veya kendisine yazılı olarak eylemin bildirildiği (m.13) tarihten itibaren 1 yıl içinde, her halde eylem tarihinden itibaren ise 5 yıl içinde ilgili idareye başvurularak talepte bulunulabilir. Bu süre de idari eylemden dolayı idareye başvurma süresidir.  

Örneğin; zarar gören eylemin kendisine zarar verdiğini 4,5 yıl sonra fark etmiş olsun, idareye başvurmak için 6 ayı kalmıştır. Eylemin 2. yılında fark ettiyse, 1 yıl içinde başvurmalıdır. İdareye başvuru yapıldıktan sonra 5. günde yanıtın geldiğini ve talebin, kısmen ya da tamamen reddedildiğini (m.13) varsayalım. Böyle bir durumda ilgili süre, bu andan (tebliğ, yayım veya fiili öğrenme) itibaren başlar ve 60 gündür. O halde, idareye başvurduktan sonra, idare tarafından yanıt verilene kadar geçen sürede başvuru süresi durur, sonuçlandıktan sonra ilgili süre (60 gün) işler.

Somut olayda, idari eylemler söz konudur. Cemal Bey ilk müracaatını, birim sorumlusu Elif Hanım’a yapabilir. Ancak, idari makamın ilk basamağı bağlı olduğu başhekimliktir. Öncesinde, ekip arkadaşı Nadir Bey’le de görüşürse, güven ilişkisi bakımından daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Zarar veren, karşı tarafa verdiği zararın her ne kadar bilincinde olsa da açık bir şekilde kendisine iletilerek, ona ayna tutmanın büyük bir önemi vardır. Kişinin, başkasından duyması ve onun farkında olduğunu bilmesi (başka bir iradenin tasdiki), vicdanını rahatsız edebilir. Bazen, zarar veren kişi rolüne o kadar uyum sağlamış ve onu benimsemiştir ki, sebep olduğu zararların farkında olmayabilir. Cemal Bey’in, ilk amirine bildirmeden Nadir Bey’in kendisiyle paylaşması, aralarındaki bağı olumlu açıdan etkileyebilir.

Sözlü bildirme sırasında iletişimin kopması ihtimali nedeniyle, yazılı bildirimin – örneğin, kurumun e postası aracılığıyla – daha etkili olacağı kanaatindeyiz. Böylelikle, iletilmesi gereken her sorun eksiksiz bir şekilde muhatabına ulaşmış olur ve iletildiğine dair yazılı bir kanıt bulunur. Zarar verenin duyacakları karşısında verebileceği olumsuz tepkiler, zarar görenin ise o zamana kadar yaşadıklarından dolayı büründüğü ruh hali ve sessiz kalması ihtimali, iletişimin kopmasına sebep olabilir. Bu nedenle yazılı olması avantajlı olacaktır.

Nadir Bey’in bildirime kayıtsız kalması, davranışlarına devam etmesi veya sorunu görmezden gelen ifadeleri sonucu, birim sorumlusu Elif Hanım’a da aynı yöntemle iletebilir. Nadir Bey’e ilettiklerine ek olarak; birim sorumlusu olarak gerektiğinde ağırlığını koymadığını, yaşadığı örneklerle (yukarıdaki) kendisine açıklayabilir.  Birim içi, bazı arkadaşlarıyla uzlaşma sağlayamadığı bir takım uygulamalar hakkında endişesini, gerekçelerini açıklayarak, ilgili düzenlemeleri de ekleyerek kendisine iletebilir. Ayrıca, öncelikle Nadir Bey’e sorunu ilettiğini, soruna kayıtsız kaldığını da ifadesine ekleyebilir. Bildirimde, resmi ifadeler kullanmak, uygunsuz ifadeler kullanmamak, haklıyken haksız duruma düşmemek için çok önemlidir. Birim sorumlusu, sorunların çözümü için uygun adımlar atabilir veya onları görmezden gelebilir. Bazılarını kabullenip çözmek için adımlar atarken, bazılarını ise reddedebilir.

Zarar veren kişi ve birim sorumlusuna yapılan paylaşımların tümü ya da bazılarının sonuç vermemesi durumunda; sorunlar dilekçe ile bağlı olunan birim olan başhekimlik (idare) makamına iletilir. Sorunların gruplandırılarak iletilmesi, sürecin devamı bakımından uygun olur. O halde, birimdeki uygulamalarla ilgili sorunlar ayrı, kişiliğe karşı yapılan eylemlerle ilgili sorunlar ayrı bir dilekçe ile iletilmesi tavsiye edilir. İleride gerekirse, dava süreci bakımından önemlidir.

Somut örnekte; söz konusu kişinin kişilik hakkı ihlal edilmiş olabilir. Davranışların her biri tek başına hak ihlaline sebep olmayabilecek iken, söz konusu olumsuz davranışların süreklilik arz etmesi durumu, hak ihlaline yol açabilecektir. Kişi, manevi olarak acı, elem, ıstırap çekebilecektir dolayısıyla manevi bir zarar söz konusu olabilecektir. Bir önceki yayımda, “şahıs varlığının zarar görmesi” olarak belirtilmişti, bu da maddi ve manevi zarar olarak ikiye ayrılmıştı. Elbette, dava sürecinde bu durumları ortaya koyabilmek önemlidir.

Bu nedenlerle, hizmet sunumu sırasında yaşanabilecek bu tarz olaylar ve zararları için, en başından ilgililere uygun bir şekilde iletilmesi ve eylemlerin durdurulması için talepte bulunulması, zarara uğrayan, zarar veren ve hizmetten yararlananların menfaatleri bakımından çok önemlidir. Nitekim, ileride ihtiyaç olursa açılabilecek olan mobbing davasının ispatı bakımından da temelini oluşturacaktır. Söz konusu davada, ispat ve eylemlerin süreklilik arz etmesi dolayısıyla sistematik olması dikkate alınır. Çok önemli bir konu olan mobbing, ayrıca ele alınacaktır. Zarara veren açısından ise; zararın farkında olup eylemlerini tekrar gözden geçirmesine sebep olabilir dolayısıyla kamu hizmetinin gereği gibi sunulmasına da katkıları olacaktır.

Somut örnekte; zarar veren tarafından zarar verici eylemler aralıklı olarak tekrarlandığı için, her olumsuz eylemde idareye başvuru süresi baştan başlar zira mobbing bir bütün olarak değerlendirilir. Sona erdiğinde ya da zarar ortaya çıktığında (fark edildiğinde) 1 yıl içinde idareye başvuru yapılabilir, sonucuna göre de gerekirse dava açılabilir. İlgili sürelerden yukarıda bahsedilmişti. Yapılan başvurulardan olumlu bir sonuç alınamıyor ya da dava yoluna gitme gibi bir durum söz konusu ise, baskı içeren eylemler yaşandığı anda, tutanak veya durum raporu ile kayıt altına alınıp idareye ispat bakımından verilebilir.


Yazımızda ele aldığımız konuyu, bundan önceki örnekler üzerinden değerlendirelim: Örnek – 1’e göre; hekimin hukuka aykırı olarak farklı bir birimde hizmet vermesi, onun özlük haklarını etkileyebilecek bir durum ise, tam yargı davasına konu olabilecektir. Etkilemiyorsa, hukuka aykırılık sırasıyla amirler atlanarak (başhekimlik, ilçe sağlık müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü, sağlık bakanlığı) bildirimde bulunulur. Özlük haklarının, kişilik haklarıyla yakın bir ilişkisi bulunmaktadır. Özlük haklarıyla ilgili bazı açıklamalar, yazımızın sonunda belirtilmiştir. Görevlendirme hekime tebliğ edildikten sonra en kısa zamanda gerekirse yazılı olarak talep oluşturulmalı ve başhekimlik idari makamına verilmelidir. İdarenin açık bir şekilde veya zımni olarak yanıtı sonrası gerekirse dava yoluna gidilebilecektir. İdareye başvuru yapılıncaya kadar geçen ve idarenin yanıtı sonrası tekrar işlemeye başlayan süreler dikkate alınmalıdır. Başvuru için toplamda 60 günlük bir süre vardır.

Örnek – 2’e göre; hemşire çalışan ve hasta güvenliği bakımından gerekli tedbirleri aldıktan sonra (ilgili yazımızda belirtmiştik) sırasıyla amirleri atlayarak (sağlık bakım hizmetleri müdürlüğü, başhekimlik… vs.) sorunu ve talebini bir dilekçe ile idareye sunmalıdır. Burada ise idari bir eylem durumu söz konusudur dolayısıyla ilgili makama yazılı bildirim ve talepte bulunmak, uygun ilk adım olacaktır. Elbette, bununla ilgili usul yerine getirilerek dava yoluna da gidilebilecektir. En uygun adımlar için, gerektiğinde bir hukukçudan veya hukuk biriminden destek alınabilir. Çalışanların, varsa bağlı oldukları sendikaların hukuk birimleri de danışma için ideal kuruluşlardır.


İdari İşlem: “İdari makamların kamu gücü kullanarak idare işlevine yönelik olarak tesis etmiş oldukları idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemlerdir.” Örnek olarak; hemşirenin çalıştığı kuruluşun (görevlendirme) değiştirilmesine karar verilmesi, eczacının bir eyleminden dolayı disiplin yaptırımı kararının alınması, aylık çalışma listelerinin başhekim tarafından onaylanması, diyetisyenin görevinde terfi etmesi için karar verilmesi, laboratuvar teknikerinin emeklilik kararının verilmesi iletilebilir.

İdari Eylem: “İdari eylem, idarenin dış alemde meydana getirdiği değişikliği veya bir etkinliği ifade etmektedir.” İdari işlemin uygulanması bakımından; disiplin yaptırımının uygulanması ve başka bir birime görevlendirilen hemşirenin yeni birime yerleşmek için gerçekleştirdiği eylemler örnek olarak verilebilir. Diğer durumlar (idari işleme bağlı olmayan) bakımından ise; sağlık meslek mensuplarının görevlerini ifada bulunmalarıdır.

Özlük Hakları: “Mevzuatta özlük hakkının tanımını yapan bir hüküm bulunmamaktadır.” “Mevzuatta tanımı yapılmayan “özlük hakkı” kavramının, gerek yargı kararlarında gerekse de doktrin tarafından tanımının yapılmadığı görülmektedir. Bazı yargı kararlarında söz konusu hakkın kapsamı belirlenmiştir.” “Danıştay özlük hakkının kapsamına; aylık, ödenek, ilerleme ve yükselmelerin de dahil olduğunu belirtmiştir.” “Kural olarak subjektif olmayan ve kamu görevlilerine bulundukları statünün bir gereği olarak tanınan tüm mali, sosyal ve genel haklara, özlük hakkı denilmektedir.” “Özlük hakkı kavramının bu tanımından hareketle, söz konusu hakkın, kamu görevlilerinin tüm mali hakları (maaş, döner sermaye ek ödemesi vs.) yanında, konusu para olmayan, kamu görevlilerinin bu statüsünden kaynaklanan tüm haklarını (sosyal hakları, derece, terfi, intibak, izin vs. hakları) kapsayıcı nitelikte olduğu söylenebilir. “

Not: İlgili güncel düzenlemelere https://www.mevzuat.gov.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. İdari işlem, idari eylem ve özlük hakları tanımlarında, değerli hocalarımızın araştırmalarındaki ilgili paylaşımlara doğrudan yer verildi.

Bilgilerinize saygılarımla sunarım.

KAYNAKÇA

Sağlık Çalışanlarının Bazı İdari İşlem ve Eylemler Karşısında İzleyebileceği Yollar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Sağlık Haberi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Su anda sizinle birlikte
8 kişi
daha sitede
Google Analytics gerçek zamanlı verisidir