Türkiye’de sezaryen ile doğum oranlarındaki çarpıcı artış, Sağlık Bakanlığı’nın gündemine oturdu. Bakanlık, “Normal Doğum Eylem Planı” ile sezaryen doğumların tıbbi gereklilik olmadıkça önlenmesini ve normal doğumun teşvik edilmesini hedefliyor. Paylaşılan bilgilere göre, Türkiye’de her 100 doğumdan 61’i sezaryen ile gerçekleştiriliyor; bu oran dünya ortalamasının oldukça üzerinde.
Sezaryen Oranlarında Endişe Verici Yükseliş
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, 2000’li yılların başında yüzde 20 civarında olan sezaryen oranları, 2013 itibarıyla yüzde 50’nin üzerine çıktı. Günümüzde ise bu oran %61’e ulaşmış durumda. Bu rakam, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği %10-15 bandının oldukça üzerinde.
Dünya Genelinde Sezaryen Tablosu
Bakanlığın bilgilendirme notunda, diğer ülkelerle kıyaslamalara da yer verildi. Brezilya’da oranlar %55, ABD’de %31, İtalya’da %35, Almanya’da %32, İsveç’te ise yalnızca %17 olarak kaydediliyor. Türkiye, bu veriler ışığında sezaryen oranlarında dünyanın en yüksek ülkeleri arasında yer alıyor.
‘Normal Doğum Eylem Planı’ ile Yeni Dönem
Bakanlık, sezaryen doğumların yalnızca gerekli durumlarda yapılmasını sağlamak amacıyla “Normal Doğum Eylem Planı”nı hayata geçirdi. Planın temel bileşenleri arasında:
-
Sağlık personelinin eğitilmesi,
-
Toplumda farkındalık oluşturulması,
-
Doğum süreçlerinin dijital olarak izlenmesi,
-
Ebelerin doğumdaki rolünün güçlendirilmesi,
-
Anne dostu hastane standartlarının yaygınlaştırılması yer alıyor.
Normal Doğumun Sağlığa Etkileri
Bilgi notunda, normal doğumun hem anne hem bebek sağlığına olan olumlu etkileri de vurgulandı. Buna göre:
-
Anne sütü doğumdan hemen sonra gelir,
-
Günlük yaşama dönüş daha hızlıdır,
-
Rahimde kesi oluşmadığı için sonraki doğumlar da normal şekilde yapılabilir,
-
Solunum sıkıntısı bebekte daha az görülür,
-
Genel anestezi riskleri yaşanmaz,
-
Hastanede kalış süresi daha kısadır.
Bakanlık: Yönlendirme Değil, Farkındalık Amaçlanıyor
Kamuoyundaki yorumlara karşı açıklama yapan Sağlık Bakanlığı, kadınlara doğum şekli konusunda herhangi bir “dayatma” yapılmadığını, yalnızca bilimsel veriler ışığında farkındalık oluşturulmasının hedeflendiğini bildirdi. Bakanlık, “Normal doğum fizyolojik bir süreçtir; sezaryen ise ancak tıbbi gereklilik varsa tercih edilmelidir” ifadesiyle sürece yaklaşımını netleştirdi.
Sezaryenin Gereksiz Yükleri
Açıklamada ayrıca, gereksiz sezaryenlerin kadınların doğurganlık kapasitesini düşürdüğü, gelecekteki gebeliklerde riskleri artırdığı ve doğum sonrası iyileşme sürecini zorlaştırdığı vurgulandı. Normal doğumun ise bebekle erken temas, bağışıklık sistemi gelişimi ve daha az komplikasyon gibi önemli avantajlar sağladığı belirtildi.